Kurtuluş Savaşı Batı Cephesi
Batı Cephesi veya Garp Cephesi veya Türk-Yunan Cephesi, Kurtuluş Savaşı sırasında, Batı Anadolu’da Yunan saldırılarına karşı kurulan cephelerden biridir. 1920’de kurulmuş ve 1923’te kaldırılmıştır.Batı Cephesi veya Garp Cephesi veya Türk-Yunan Cephesi, Kurtuluş Savaşı sırasında, Batı Anadolu’da Yunan saldırılarına karşı kurulan cephelerden biridir. 1920’de kurulmuş ve 1923’te kaldırılmıştır.İşgalin başlaması, Mayıs 1919 [değiştir]
- Ana madde: İzmir'in İşgali
Yunan işgali Avrupalı güçlerin teşviki ve cesaretlendirmesiyle ve Sevr Antlaşması hükümleri gerekçe gösterilerek, Yunan ordusunun 15 Mayıs 1919'da İzmir'e çıkmasıyla başlayan ve 9 Eylül 1922'de aynı muhitte denize dökülmeleriyle sonuçlanan, 1919-1922 arasında ve Kurtuluş Savaşı'nın gelişimine bağlı olarak Batı Anadolu'nun başlangıçta giderek daha geniş bir kısmını ve güney Marmara Bölgesi'ni kapsamış, 30 Ağustos 1922 Başkomutanlık Meydan Muharebesi ve akabindeki Büyük Taarruz neticesinde 10 gün gibi kısa bir sürede tamamen çözülmüş işgal hadisesi için kullanılan tanımdır. Yunan tarih söyleminde "Küçük Asya Felaketi" olarak adlandırılır. bu kadar Kaynak hatası <ref> etiketi için </ref> kapanışı eksik; $2]]]]</ref>
İşgale karşı ilk cephe [değiştir]
Kurtuluş Savaşı’nda ilk cepheler Yunanlıların işgal ettiği bölgelerde kuruldu. Bunlardan ilki Ayvalık Cephesi’ydi. 172. Alay komutanı Yarbay Ali Bey, halkı da silahlandırarak 29 Mayıs 1919’da Ayvalık’ı işgal eden Yunanlılara karşı direnişe geçti. Bu arada Yörük Ali Efe gibi çete reisleri de zaman zaman Yunanlılara karşı baskınlar düzenliyordu. Aydın Cephesi’ndeki Kuva-yı Milliye, 28 Haziran 1919’da Yunan askerlerine saldırıya geçti ve üç gün süren kanlı çatışmalardan sonra işgalcileri Aydın’dan çıkarmayı başardı. Ne var ki Yunanlılar kısa bir süre sonra kenti yeniden işgal ettiler. Bu bölgede faaliyet gösteren Ethem Bey ise Salihli Cephesi’ni oluşturmuştu.
Batı Cephesi’nin kuruluşu [değiştir]
Asıl olarak Yunan işgaline karşı Batı Anadolu’da verilen savaşları kapsayan Batı Cephesi ya da Garp Cephesi, 22 Haziran 1920’de Milne Hattı’ndan başlayan genel Yunan saldırısının hemen ardından, 25 Haziran 1920’de oluşturuldu ve komutanlığına Ali Fuat Paşa getirildi. Bu arada Yunan kuvvetleri 24 Mart 1920’de Dumlupınar’ı, 28 Mart’ta da Afyon’u ele geçirmişlerdi. Yunanlılara karşı verilen asıl savaşlar da bu tarihten sonra oldu. Ancak Ali Fuat Paşa, genel Yunan saldırısı ve Çerkez Ethem'in faaliyetleri karşısında başarısız bulundu ve Batı Cephesi komutanlığından alındı. TBMM Hükümeti, 9 Kasım 1920’de Batı Cephesi'nin iki kısma ayrılmasına karar vermiştir. Bu karara göre Kuzey Cephesi, İzmit, Ertuğrul, Eskişehir, Kütahya sancaklarını kapsayacak ve Genelkurmay Başkanı Albay İsmet Bey komutasında olacaktır. Güney Cephesi ise Afyonkarahisar, Isparta, Burdur, Denizli, Aydın, Menteşe, Antalya, Konya, Silifke, Niğde ve Adana merkez sancağını kapsayacak ve İçişleri Bakanı Albay Refet Bey komutasında kurulacaktır.
Yeniden teşkillenen Batı Cephesi kuvvetleri, kuruluşunda 1.098 subay, 19.406 er, 10.283 tüfek, 90 ağır makineli, 23 hafif makineli, 45 top, 4.294 nakliye hayvanı ve 439 araba idi.
ßy CéM
Yunan saldırısı [değiştir]
Bu arada Yunanlılar 8 Temmuz 1920’de Bursa’yı, 12 Temmuz 1920’de İznik’i işgal etmişlerdi. 6 Ocak 1921’de Bursa yöresinden saldırıya geçen Yunan birlikleri, 11 Ocak 1921’de Birinci İnönü Savaşı’yla durduruldu. Bir süre sonra Yunanlılar, Londra Konferansı sürerken, Bursa’nın doğusundaki Dimboz’dan Eskişehir yönünde yeni bir saldırı başlattılar. Bu saldırı da, 23 Mart-1 Nisan 1921 tarihleri arasında yapılan İkinci İnönü Savaşı’yla geri püskürtüldü. İkinci İnönü Savaşı’nın ardından, 3 Mayıs 1921’de Batı Cephesi İsmet Paşa’nın komutanlığı altında yeniden birleştirildi.
8 Temmuz 1920’de işgal edilen Bursa, Yunan kuvvetlerinin üslendiği en önemli merkezlerden biri durumuna gelmişti. Sevr Antlaşması’nı imzalaması için Ankara Hükümeti’ni sıkıştırmaya ve Batı Cephesi birliklerinin direncini kırmaya yönelik yeni bir Yunan saldırısı da Temmuz 1921’de Bursa ve güneyinden geldi. Türk birlikleri, bu saldırıya karşılık verecek gerekli hazırlıkları tamamlamış değildi ve bundan dolayı düzenli olarak geri çekilmeye karar verildi. Bu çekilme Sakarya Irmağı’nın doğusuna kadar sürdü. Bu arada Yunan kuvvetleri 13 Temmuz 1921’de ikinci kez Afyon’u, 17 Temmuz 1921’de Kütahya’yı ve 20 Temmuz 1921’de Eskişehir’i işgal etti.
İkinci İnönü Savaşı, Mart 1921 [değiştir]
- Ana madde: İkinci İnönü Muharebesi
Tarih öncesi Yunanistan | |||
Kiklad Uygarlığı | |||
Girit Uygarlığı | |||
Miken Uygarlığı | |||
Yunan karanlık çağları | |||
Antik Yunanistan | |||
Eski Yunanistan | |||
Hellenistik Dönem | |||
Roma hâkimiyeti | |||
Ortaçağda Yunanistan | |||
Bizans İmparatorluğu | |||
Osmanlı Yunanistanı | |||
Modern Yunanistan | |||
I. Dünya Savaşı | |||
Yunan Krallığı | |||
II. Dünya Savaşı | |||
Yunan İç Savaşı | |||
Askerî Darbe | |||
Yunanistan Cumhuriyeti |
Londra Barış Konferansı’nın önerilerinin TBMM Hükümeti’nce reddedilmesi üzerine, İtilaf Devletleri’nin isteklerini zorla Türklere kabul ettirmekle görevlendirilen Yunanlılar, Bursa üzerinden Eskişehir’e, Uşak üzerinden Afyon’a doğru 23 Mart 1921'de saldırıya geçtiler.
Yunanlılar, Bilecik’i, İnönü’de Metris Tepe'yi ve Uşak’ı ele geçirmeleri üzerine, TBMM Muhafız Taburu cepheye gönderildi. Böylece güçlenen Türk kuvvetleri karşı saldırıya geçerek Yunan saldırısını püskürttü. Batı Cephesi Komutanı İsmet Bey’in savaş süresince verdiği “mevzilerin kesin olarak savunulması” emri başarının elde edilmesinde etken oldu.1 Nisan 1921’de Yunan ordusu Bursa’ya çekilmeye başladı. Böylece Yunanlılar İnönü’de ikinci kez yenildiler.
Sonuç [değiştir]
- TBMM Hükümeti varlığını bütün Avrupa devletlerine, resmen olmasa da kabul ettirdi; içte ve dışta nüfuz ve saygınlığı yükseldi.
- Avrupa ülkelerinde, İngiliz ve Yunan politikasına karşı güvensizlik ve muhalefet başladı.
- Ordu mensuplarında, her bakımdan kendilerine güven arttı.
- Bu durum karşısında, Fransızlar Zonguldak’tan, İtalyanlar Güney Anadolu’dan çekilmek zorunda kaldılar.
- Türk ordusunun kazandığı zaferler, İtilaf Devletleri’ni Türkler hakkında yararlı kararlar almaya zorladı.
- II. İnönü Muharebesi’nin kazanılmasından, Sovyet Rusya ve Afganistan gibi dost devletlerde büyük bir memnunluk duyulmuş ve bu resmen Türk hükümeti’ne bildirilmiştir.
Kütahya – Eskişehir Savaşları, Temmuz 1921 [değiştir]
- Ana madde: Kütahya–Eskişehir Savaşları
10 Temmuz’da Yunan saldırısı İnönü-Eskişehir, Afyon ve Kütahya hattında geniş bir cephede başladı. Bu durumda M. Kemal Paşa fazla kayıplar verilmeden ordunun Sakarya Irmağı'nın doğusuna çekilmesine karar verdi. Ordu, Sakarya’nın doğusunda toparlanmaya başladı. Yunanlılar da Sakarya Irmağı kıyılarına kadar ilerlediler. Yunanlılar Sakarya Irmağı'nın batı tarafında durmuşlar, yeni bir saldırı için hazırlıklara başlamışlardı.Sonuçta Yunanlılar kazanmıştı. Ordumuz, yokolmamak için Sakarya Irmağı'nın doğu kıyısına çekilmişti. Sonuç olarak:
- Eskişehir, Afyon ve Kütahya Ankara Hükümeti'nin elinden çıkmıştır.Yunanlıları oyalamak için Ankara'ya giden tüm demiryolları havaya uçuruldu.[kaynak belirtilmeli]Çünkü;Yunanlılara Ankara yolu gözükmüştü.
- Meclis tarafından M. Kemal 5 Ağustos 1921’de başkomutan seçilmiştir.
- M. Kemal ayrıca üç ay süreyle meclisin orduya ilişkin yetkilerine de sahip olacaktı.
M. Kemal ilk iş olarak ordunun gereksinimlerinin sağlanması için 7-8 Ağustos 1921’ de Tekalif-i Milliye Emirleri (Ulusal Yükümlülükler) yayınladı. Tekalif-i Milliye emirlerinin uygulanmasında çıkacak aksaklıkları ortadan kaldırmak için çeşitli yerlerde İstiklal Mahkemeleri açıldı.
Sakarya Meydan Muharebesi, Ağustos 1921 [değiştir]
- Ana madde: Sakarya Meydan Muharebesi
23 Ağustos – 13 Eylül 1921 tarihleri arasında yapılan. Türk milleti için bir ölüm kalım savaşı olan Sakarya Meydan Muharebesi; Kurtuluş Savaşı içinde kader tayin edici olmuştur.
Bu savaştan önce Yunanlıların başlıca hedefi; Ankara yönünde ilerleyerek, Türk Ordusunu yok etmek ve Kurtuluş Savaşı’nın sembolü ve direniş merkezi haline gelen Ankara’yı ele geçirmekti. Böylece Türk azim ve direnme gücü yok edilmiş olacaktı. Mustafa Kemal ATATÜRK’ün emir ve komutasında, Türk ulusunun kanıyla yapılan en uzun meydan muharebesi; Türk Kurtuluş Savaş’ı tarihine de subay muharebesi diye geçen Sakarya Destanı 21 gün 21 gece devam etmiş ve 13 Eylül günü Yunanlıların Sakarya Nehri’nin doğusunu tamamen terk etmesiyle son bulmuştur.
Sakarya Savaşı [değiştir]
23 Ağustos 1921’de Yunan ordusunun saldırısıyla başladı ve 22 gün-22 gece sürdü. Başkomutan Mustafa Kemal’in yönettiği Sakarya Savaşı, Yunan ordusunun 13 Eylül 1921’de Sakarya Irmağı’nın batısına çekilmek zorunda bırakılmasıyla son buldu. Sakarya zaferinin ardından ilan edilen seferberlik Büyük Taarruz’un ilk işareti oldu.
Başkomutan Mustafa Kemal, Sakarya Meydan Muharebesi sırasında ülke savunmasını şu şekilde ifade etmiştir:
Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O sathı bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanı ile ıslanmadıkça bırakılamaz. Onun için küçük, büyük her birlik bulunduğu mevziden atılabilir; fakat, küçük büyük her birlik durabildiği noktadan yeniden düşmana karşı cephe teşkil edip muharebeye devam eder. Yanındaki birliğin çekilmek zorunda kaldığını gören birlikler, ona uymaz; bulunduğu mevzide sonuna kadar durmaya ve direnmeye mecburdur
Taarruz inisiyatifinin Türk Ordusu’na geçmesini sağlayan Sakarya Zaferi, TBMM hükümetine siyasi başarı kapılarını aralamış Türk milletinin özgürlüğünü ve vatanını kurtaracağı inancını da kuvvetlendirmiştir.
Sakarya Savaşı sonunda; Türk Ordusu’nun 1683 yılındaki 2.Viyana Kuşatmasındaki yenilgisinden beri süregelen çekilmesi sona ermiştir. Bu savaş, Türk ordusu’nun son savunma savaşıdır.
- Düşman 10 Eylül’de karşı taarruzla Afyon-Kütahya hattına kadar atılmıştır.
- Savaş Türk ordusunun üstün zaferiyle sonuçlanmıştır.
Sonuçları [değiştir]
- Ulusal Kurtuluş Savaşının son savunma savaşıdır.
- Düşmanın saldırı gücü tükenmiş, Türk topraklarını ele geçirme istek ve umudu yok olmuş, savunmaya geçmişlerdir.
- Bu savaşa Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak Batı Cephesi Komutanı İsmet İnönü Paşalar katılmıştır. Subaylar savaşıdır.
- M. Kemal’e mareşallik rütbesi ve Gazi unvanı (19 Eylül 1921) verilmiştir.
- Sovyetler Birliği ile Kars, Fransızlarla Ankara Antlaşmaları imzalanmıştır.
- TBMM Anadolu’da kesin egemenlik sağlamıştır.
- TBMM’nin yaşama ve varolma mücadelesindeki en büyük başarısıdır
Büyük Taarruz, Ağustos 1922 [değiştir]
- Ana madde: Başkomutanlık Meydan Muharebesi
Uzun bir hazırlık döneminden sonra, 26 Ağustos 1922’de Mustafa Kemal’in başkomutanlığında Büyük Taarruz başladı. Batı Cephesi birlikleri, 30 Ağustos 1922’de Başkomutanlık Meydan Savaşı’nda Yunanlılara karşı büyük bir zafer kazandı. İzmir’e doğru çekilen Yunanlıları izleyen Türk birlikleri, 9 Eylül 1922’de İzmir’e girdi.
Hazırlık [değiştir]
Başkomutan M. Kemal düşmana kesin darbeyi indirmek için hızlı biçimde hazırlıklara girişti.
- Doğu ve Güney cepheleri tam anlamıyla güvenlik altına alındığından buralardaki birlikler tam bir gizlilik içinde Batı’ya kaydırıldı.
- Ordunun eksiklikleri giderildi.
Taarruz [değiştir]
M. Kemal Haziran 1922’de taarruz kararı aldı. 6 Ağustos 1922’de orduya gizlice taarruz için hazırlanması emri verildi. M. Kemal Akşehir’e gelerek komutanlarla toplantı yaptı. Toplantıda 26 Ağustos taarruz günü olarak belirlendi. Taarruz Afyon’un güneyinden Dumlupınar yönüne doğru baskın şeklinde başlayacak ve sonra da meydan savaşına dönüştürülerek düşman kuvvetleri tümüyle yok edilecekti. 26 Ağustos 1922 sabahı saat 05.30 da topçularımızın ateşiyle Kocatepe’den taarruz başladı.Başkomutan Mustafa Kemal de bu esnada taarruzu Kocatepe’den sevk ve idare ediyordu. Siklet merkezi 1 inci Ordu da olmak üzere, 1 inci Ordu güneyden, 2 inci Ordu kuzeyden taarruzla, harekat kısa sürede başarılı bir şekilde gelişti. Yunan savunma hattı parçalandı. 26/27 Ağustos gecesi Yunan mevzileri ele geçirildi. 27 Ağustos’ta Türk Ordusu Afyon’u Yunan işgalinden kurtardı. Dumlupınar mevzilerine çekilen düşmana karşı 29 Ağustos’ta taarruz eden ordumuz, 30 Ağustos’ta Yunan ordusunu tamamen kuşatarak büyük bir kısmını imha etmiştir. Düşman Başkomutanı General Trikopis esir alındı. Kütahya’da düşmandan temizlenmiştir. Bu savaşı Başkomutan Mustafa Kemal doğrudan kendisi yönettiği için bu zafere Başkomutanlık Meydan Muharebesi denir.
İzmir'in Kurtuluşu, 9 Eylül 1922 [değiştir]
- Ana madde: İzmir'in Kurtuluşu
Yunan ordusu, Başkomutan Mustafa Kemal’in 1 Eylül 1922’de, Türk ordusuna verdiği, Ordular ilk Hedefiniz Akdeniz'dir....(Sansür edilmiş kısım).... İleri. emri ile İzmir’e kadar kovalandı. Yunan işgalindeki tüm yerler tek tek kurtaran Türk ordusu 9 Eylül 1922’de İzmir’e girdi.
Batı Cephesi’nin kaldırılması [değiştir]
Büyük Taarruz’un ardından Mudanya’da başlayan ateşkes görüşmelerine İsmet Paşa, Batı Cephesi komutanı olarak katıldı. Mudanya Mütarekesi’nin ardından İsmet Paşa Batı Cephesi komutanlığından ayrılarak hariciye vekili oldu. Batı Cephesi komutanlığını Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa üstlendi. Lozan Antlaşması’nın imzalanmasından sonra, savaş ortamı tamamen ortadan kalktı ve 1 Eylül 1923’te Batı Cephesi karargâhı kaldırıldı.
Dış bağlantılar [değiştir]
İşgalin başlaması, Mayıs 1919 [değiştir]
- Ana madde: İzmir'in İşgali
Yunan işgali Avrupalı güçlerin teşviki ve cesaretlendirmesiyle ve Sevr Antlaşması hükümleri gerekçe gösterilerek, Yunan ordusunun 15 Mayıs 1919'da İzmir'e çıkmasıyla başlayan ve 9 Eylül 1922'de aynı muhitte denize dökülmeleriyle sonuçlanan, 1919-1922 arasında ve Kurtuluş Savaşı'nın gelişimine bağlı olarak Batı Anadolu'nun başlangıçta giderek daha geniş bir kısmını ve güney Marmara Bölgesi'ni kapsamış, 30 Ağustos 1922 Başkomutanlık Meydan Muharebesi ve akabindeki Büyük Taarruz neticesinde 10 gün gibi kısa bir sürede tamamen çözülmüş işgal hadisesi için kullanılan tanımdır. Yunan tarih söyleminde "Küçük Asya Felaketi" olarak adlandırılır. bu kadar Kaynak hatası <ref> etiketi için </ref> kapanışı eksik; $2]]]]</ref>
İşgale karşı ilk cephe [değiştir]
Kurtuluş Savaşı’nda ilk cepheler Yunanlıların işgal ettiği bölgelerde kuruldu. Bunlardan ilki Ayvalık Cephesi’ydi. 172. Alay komutanı Yarbay Ali Bey, halkı da silahlandırarak 29 Mayıs 1919’da Ayvalık’ı işgal eden Yunanlılara karşı direnişe geçti. Bu arada Yörük Ali Efe gibi çete reisleri de zaman zaman Yunanlılara karşı baskınlar düzenliyordu. Aydın Cephesi’ndeki Kuva-yı Milliye, 28 Haziran 1919’da Yunan askerlerine saldırıya geçti ve üç gün süren kanlı çatışmalardan sonra işgalcileri Aydın’dan çıkarmayı başardı. Ne var ki Yunanlılar kısa bir süre sonra kenti yeniden işgal ettiler. Bu bölgede faaliyet gösteren Ethem Bey ise Salihli Cephesi’ni oluşturmuştu.
Batı Cephesi’nin kuruluşu [değiştir]
Asıl olarak Yunan işgaline karşı Batı Anadolu’da verilen savaşları kapsayan Batı Cephesi ya da Garp Cephesi, 22 Haziran 1920’de Milne Hattı’ndan başlayan genel Yunan saldırısının hemen ardından, 25 Haziran 1920’de oluşturuldu ve komutanlığına Ali Fuat Paşa getirildi. Bu arada Yunan kuvvetleri 24 Mart 1920’de Dumlupınar’ı, 28 Mart’ta da Afyon’u ele geçirmişlerdi. Yunanlılara karşı verilen asıl savaşlar da bu tarihten sonra oldu. Ancak Ali Fuat Paşa, genel Yunan saldırısı ve Çerkez Ethem'in faaliyetleri karşısında başarısız bulundu ve Batı Cephesi komutanlığından alındı. TBMM Hükümeti, 9 Kasım 1920’de Batı Cephesi'nin iki kısma ayrılmasına karar vermiştir. Bu karara göre Kuzey Cephesi, İzmit, Ertuğrul, Eskişehir, Kütahya sancaklarını kapsayacak ve Genelkurmay Başkanı Albay İsmet Bey komutasında olacaktır. Güney Cephesi ise Afyonkarahisar, Isparta, Burdur, Denizli, Aydın, Menteşe, Antalya, Konya, Silifke, Niğde ve Adana merkez sancağını kapsayacak ve İçişleri Bakanı Albay Refet Bey komutasında kurulacaktır.
Yeniden teşkillenen Batı Cephesi kuvvetleri, kuruluşunda 1.098 subay, 19.406 er, 10.283 tüfek, 90 ağır makineli, 23 hafif makineli, 45 top, 4.294 nakliye hayvanı ve 439 araba idi.
ßy CéM
Yunan saldırısı [değiştir]
Bu arada Yunanlılar 8 Temmuz 1920’de Bursa’yı, 12 Temmuz 1920’de İznik’i işgal etmişlerdi. 6 Ocak 1921’de Bursa yöresinden saldırıya geçen Yunan birlikleri, 11 Ocak 1921’de Birinci İnönü Savaşı’yla durduruldu. Bir süre sonra Yunanlılar, Londra Konferansı sürerken, Bursa’nın doğusundaki Dimboz’dan Eskişehir yönünde yeni bir saldırı başlattılar. Bu saldırı da, 23 Mart-1 Nisan 1921 tarihleri arasında yapılan İkinci İnönü Savaşı’yla geri püskürtüldü. İkinci İnönü Savaşı’nın ardından, 3 Mayıs 1921’de Batı Cephesi İsmet Paşa’nın komutanlığı altında yeniden birleştirildi.
8 Temmuz 1920’de işgal edilen Bursa, Yunan kuvvetlerinin üslendiği en önemli merkezlerden biri durumuna gelmişti. Sevr Antlaşması’nı imzalaması için Ankara Hükümeti’ni sıkıştırmaya ve Batı Cephesi birliklerinin direncini kırmaya yönelik yeni bir Yunan saldırısı da Temmuz 1921’de Bursa ve güneyinden geldi. Türk birlikleri, bu saldırıya karşılık verecek gerekli hazırlıkları tamamlamış değildi ve bundan dolayı düzenli olarak geri çekilmeye karar verildi. Bu çekilme Sakarya Irmağı’nın doğusuna kadar sürdü. Bu arada Yunan kuvvetleri 13 Temmuz 1921’de ikinci kez Afyon’u, 17 Temmuz 1921’de Kütahya’yı ve 20 Temmuz 1921’de Eskişehir’i işgal etti.
İkinci İnönü Savaşı, Mart 1921 [değiştir]
- Ana madde: İkinci İnönü Muharebesi
Tarih öncesi Yunanistan | |||
Kiklad Uygarlığı | |||
Girit Uygarlığı | |||
Miken Uygarlığı | |||
Yunan karanlık çağları | |||
Antik Yunanistan | |||
Eski Yunanistan | |||
Hellenistik Dönem | |||
Roma hâkimiyeti | |||
Ortaçağda Yunanistan | |||
Bizans İmparatorluğu | |||
Osmanlı Yunanistanı | |||
Modern Yunanistan | |||
I. Dünya Savaşı | |||
Yunan Krallığı | |||
II. Dünya Savaşı | |||
Yunan İç Savaşı | |||
Askerî Darbe | |||
Yunanistan Cumhuriyeti |
Londra Barış Konferansı’nın önerilerinin TBMM Hükümeti’nce reddedilmesi üzerine, İtilaf Devletleri’nin isteklerini zorla Türklere kabul ettirmekle görevlendirilen Yunanlılar, Bursa üzerinden Eskişehir’e, Uşak üzerinden Afyon’a doğru 23 Mart 1921'de saldırıya geçtiler.
Yunanlılar, Bilecik’i, İnönü’de Metris Tepe'yi ve Uşak’ı ele geçirmeleri üzerine, TBMM Muhafız Taburu cepheye gönderildi. Böylece güçlenen Türk kuvvetleri karşı saldırıya geçerek Yunan saldırısını püskürttü. Batı Cephesi Komutanı İsmet Bey’in savaş süresince verdiği “mevzilerin kesin olarak savunulması” emri başarının elde edilmesinde etken oldu.1 Nisan 1921’de Yunan ordusu Bursa’ya çekilmeye başladı. Böylece Yunanlılar İnönü’de ikinci kez yenildiler.
Sonuç [değiştir]
- TBMM Hükümeti varlığını bütün Avrupa devletlerine, resmen olmasa da kabul ettirdi; içte ve dışta nüfuz ve saygınlığı yükseldi.
- Avrupa ülkelerinde, İngiliz ve Yunan politikasına karşı güvensizlik ve muhalefet başladı.
- Ordu mensuplarında, her bakımdan kendilerine güven arttı.
- Bu durum karşısında, Fransızlar Zonguldak’tan, İtalyanlar Güney Anadolu’dan çekilmek zorunda kaldılar.
- Türk ordusunun kazandığı zaferler, İtilaf Devletleri’ni Türkler hakkında yararlı kararlar almaya zorladı.
- II. İnönü Muharebesi’nin kazanılmasından, Sovyet Rusya ve Afganistan gibi dost devletlerde büyük bir memnunluk duyulmuş ve bu resmen Türk hükümeti’ne bildirilmiştir.
Kütahya – Eskişehir Savaşları, Temmuz 1921 [değiştir]
- Ana madde: Kütahya–Eskişehir Savaşları
10 Temmuz’da Yunan saldırısı İnönü-Eskişehir, Afyon ve Kütahya hattında geniş bir cephede başladı. Bu durumda M. Kemal Paşa fazla kayıplar verilmeden ordunun Sakarya Irmağı'nın doğusuna çekilmesine karar verdi. Ordu, Sakarya’nın doğusunda toparlanmaya başladı. Yunanlılar da Sakarya Irmağı kıyılarına kadar ilerlediler. Yunanlılar Sakarya Irmağı'nın batı tarafında durmuşlar, yeni bir saldırı için hazırlıklara başlamışlardı.Sonuçta Yunanlılar kazanmıştı. Ordumuz, yokolmamak için Sakarya Irmağı'nın doğu kıyısına çekilmişti. Sonuç olarak:
- Eskişehir, Afyon ve Kütahya Ankara Hükümeti'nin elinden çıkmıştır.Yunanlıları oyalamak için Ankara'ya giden tüm demiryolları havaya uçuruldu.[kaynak belirtilmeli]Çünkü;Yunanlılara Ankara yolu gözükmüştü.
- Meclis tarafından M. Kemal 5 Ağustos 1921’de başkomutan seçilmiştir.
- M. Kemal ayrıca üç ay süreyle meclisin orduya ilişkin yetkilerine de sahip olacaktı.
M. Kemal ilk iş olarak ordunun gereksinimlerinin sağlanması için 7-8 Ağustos 1921’ de Tekalif-i Milliye Emirleri (Ulusal Yükümlülükler) yayınladı. Tekalif-i Milliye emirlerinin uygulanmasında çıkacak aksaklıkları ortadan kaldırmak için çeşitli yerlerde İstiklal Mahkemeleri açıldı.
Sakarya Meydan Muharebesi, Ağustos 1921 [değiştir]
- Ana madde: Sakarya Meydan Muharebesi
23 Ağustos – 13 Eylül 1921 tarihleri arasında yapılan. Türk milleti için bir ölüm kalım savaşı olan Sakarya Meydan Muharebesi; Kurtuluş Savaşı içinde kader tayin edici olmuştur.
Bu savaştan önce Yunanlıların başlıca hedefi; Ankara yönünde ilerleyerek, Türk Ordusunu yok etmek ve Kurtuluş Savaşı’nın sembolü ve direniş merkezi haline gelen Ankara’yı ele geçirmekti. Böylece Türk azim ve direnme gücü yok edilmiş olacaktı. Mustafa Kemal ATATÜRK’ün emir ve komutasında, Türk ulusunun kanıyla yapılan en uzun meydan muharebesi; Türk Kurtuluş Savaş’ı tarihine de subay muharebesi diye geçen Sakarya Destanı 21 gün 21 gece devam etmiş ve 13 Eylül günü Yunanlıların Sakarya Nehri’nin doğusunu tamamen terk etmesiyle son bulmuştur.
Sakarya Savaşı [değiştir]
23 Ağustos 1921’de Yunan ordusunun saldırısıyla başladı ve 22 gün-22 gece sürdü. Başkomutan Mustafa Kemal’in yönettiği Sakarya Savaşı, Yunan ordusunun 13 Eylül 1921’de Sakarya Irmağı’nın batısına çekilmek zorunda bırakılmasıyla son buldu. Sakarya zaferinin ardından ilan edilen seferberlik Büyük Taarruz’un ilk işareti oldu.
Başkomutan Mustafa Kemal, Sakarya Meydan Muharebesi sırasında ülke savunmasını şu şekilde ifade etmiştir:
Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O sathı bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanı ile ıslanmadıkça bırakılamaz. Onun için küçük, büyük her birlik bulunduğu mevziden atılabilir; fakat, küçük büyük her birlik durabildiği noktadan yeniden düşmana karşı cephe teşkil edip muharebeye devam eder. Yanındaki birliğin çekilmek zorunda kaldığını gören birlikler, ona uymaz; bulunduğu mevzide sonuna kadar durmaya ve direnmeye mecburdur
Taarruz inisiyatifinin Türk Ordusu’na geçmesini sağlayan Sakarya Zaferi, TBMM hükümetine siyasi başarı kapılarını aralamış Türk milletinin özgürlüğünü ve vatanını kurtaracağı inancını da kuvvetlendirmiştir.
Sakarya Savaşı sonunda; Türk Ordusu’nun 1683 yılındaki 2.Viyana Kuşatmasındaki yenilgisinden beri süregelen çekilmesi sona ermiştir. Bu savaş, Türk ordusu’nun son savunma savaşıdır.
- Düşman 10 Eylül’de karşı taarruzla Afyon-Kütahya hattına kadar atılmıştır.
- Savaş Türk ordusunun üstün zaferiyle sonuçlanmıştır.
Sonuçları [değiştir]
- Ulusal Kurtuluş Savaşının son savunma savaşıdır.
- Düşmanın saldırı gücü tükenmiş, Türk topraklarını ele geçirme istek ve umudu yok olmuş, savunmaya geçmişlerdir.
- Bu savaşa Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak Batı Cephesi Komutanı İsmet İnönü Paşalar katılmıştır. Subaylar savaşıdır.
- M. Kemal’e mareşallik rütbesi ve Gazi unvanı (19 Eylül 1921) verilmiştir.
- Sovyetler Birliği ile Kars, Fransızlarla Ankara Antlaşmaları imzalanmıştır.
- TBMM Anadolu’da kesin egemenlik sağlamıştır.
- TBMM’nin yaşama ve varolma mücadelesindeki en büyük başarısıdır
Büyük Taarruz, Ağustos 1922 [değiştir]
- Ana madde: Başkomutanlık Meydan Muharebesi
Uzun bir hazırlık döneminden sonra, 26 Ağustos 1922’de Mustafa Kemal’in başkomutanlığında Büyük Taarruz başladı. Batı Cephesi birlikleri, 30 Ağustos 1922’de Başkomutanlık Meydan Savaşı’nda Yunanlılara karşı büyük bir zafer kazandı. İzmir’e doğru çekilen Yunanlıları izleyen Türk birlikleri, 9 Eylül 1922’de İzmir’e girdi.
Hazırlık [değiştir]
Başkomutan M. Kemal düşmana kesin darbeyi indirmek için hızlı biçimde hazırlıklara girişti.
- Doğu ve Güney cepheleri tam anlamıyla güvenlik altına alındığından buralardaki birlikler tam bir gizlilik içinde Batı’ya kaydırıldı.
- Ordunun eksiklikleri giderildi.
Taarruz [değiştir]
M. Kemal Haziran 1922’de taarruz kararı aldı. 6 Ağustos 1922’de orduya gizlice taarruz için hazırlanması emri verildi. M. Kemal Akşehir’e gelerek komutanlarla toplantı yaptı. Toplantıda 26 Ağustos taarruz günü olarak belirlendi. Taarruz Afyon’un güneyinden Dumlupınar yönüne doğru baskın şeklinde başlayacak ve sonra da meydan savaşına dönüştürülerek düşman kuvvetleri tümüyle yok edilecekti. 26 Ağustos 1922 sabahı saat 05.30 da topçularımızın ateşiyle Kocatepe’den taarruz başladı.Başkomutan Mustafa Kemal de bu esnada taarruzu Kocatepe’den sevk ve idare ediyordu. Siklet merkezi 1 inci Ordu da olmak üzere, 1 inci Ordu güneyden, 2 inci Ordu kuzeyden taarruzla, harekat kısa sürede başarılı bir şekilde gelişti. Yunan savunma hattı parçalandı. 26/27 Ağustos gecesi Yunan mevzileri ele geçirildi. 27 Ağustos’ta Türk Ordusu Afyon’u Yunan işgalinden kurtardı. Dumlupınar mevzilerine çekilen düşmana karşı 29 Ağustos’ta taarruz eden ordumuz, 30 Ağustos’ta Yunan ordusunu tamamen kuşatarak büyük bir kısmını imha etmiştir. Düşman Başkomutanı General Trikopis esir alındı. Kütahya’da düşmandan temizlenmiştir. Bu savaşı Başkomutan Mustafa Kemal doğrudan kendisi yönettiği için bu zafere Başkomutanlık Meydan Muharebesi denir.
İzmir'in Kurtuluşu, 9 Eylül 1922 [değiştir]
- Ana madde: İzmir'in Kurtuluşu
Yunan ordusu, Başkomutan Mustafa Kemal’in 1 Eylül 1922’de, Türk ordusuna verdiği, Ordular ilk Hedefiniz Akdeniz'dir....(Sansür edilmiş kısım).... İleri. emri ile İzmir’e kadar kovalandı. Yunan işgalindeki tüm yerler tek tek kurtaran Türk ordusu 9 Eylül 1922’de İzmir’e girdi.
Batı Cephesi’nin kaldırılması [değiştir]
Büyük Taarruz’un ardından Mudanya’da başlayan ateşkes görüşmelerine İsmet Paşa, Batı Cephesi komutanı olarak katıldı. Mudanya Mütarekesi’nin ardından İsmet Paşa Batı Cephesi komutanlığından ayrılarak hariciye vekili oldu. Batı Cephesi komutanlığını Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa üstlendi. Lozan Antlaşması’nın imzalanmasından sonra, savaş ortamı tamamen ortadan kalktı ve 1 Eylül 1923’te Batı Cephesi karargâhı kaldırıldı.